ağrıdı karanlık,
bütün güç mevsimsiz ortaya dağıldı.
başım işçi meselesi lokavtta değil, mezarında protesto edildi, anıldı.
tüm kaşlar gözün üstündeyse eğer
ve mahvım sıkışmışsa iki Kore arasına.
al bir diazem
mahvı yalanda saklı;
’ilk söz’’
ki her iki anlamda da kayıptır.
sonuma bağdaştırılmış müşkül korkuyu yenmişçesine yang.
reel politik bir hayat sürmüşcesine;
iki kere iki beş,üç korner bir penaltı,
penaltıyı kaçırmışcasına ying.
yine de sorguya inan.
bak işçiler düzülüyor sen de üzül,
hava serin oğlum,
düzenini sıkıca giyin.
kafanda demir işleniyor
sen kafandasın
kafan sadece sende.
peynir,zeytin, ekmek yerinde
her sabah aç karnına kurşun yiyin.
üzülme şimdi Amed’in dağları aşılıyor.
süreklilik arz-ı endam ediyor.
hani gözleri parlak bir fahişe görmüştük ya senle.
nefretim kitlelere taşınıyor
ki senin gözlerinin önünde imha edilmeli.
her kırkın değil her birin biri ihmal edilmeli.
su sürekli rüzgar hareketli, gerçek aşınıyor,
her altı kişiden biri çince konuşuyor.