Şekilsiz bir fıkraya,
yabancılamış kendini,
anlatılıyor yine her gün,
ben uyusam da uyansam da
gazeteler muhakkak satılıyor.
artık ikindiye uyanan nefes,
ne irkilir ne de
bir güvercini ellerinden tutmaya yeltenir.
çocuk uyudu,
ancak bir mezar edecek çukura
baktı,
kemanlar çaldı,
ve sarıldı belinden ellerine,
elleri ancak uzanmıştı
elleri ekmek ve hayattan solmamış kadına,
ayakları salınık,
ve bilekleri saklı
çukura üşümeye hazır,
ve sarılmıştı her biri abide bellerinden,
kadının ayakları bitişiktir
o altı gözükmez boşluğa,
bırakmaz belinden tutan elleri,
onlar birbirinde yitişiktir.